İlk günden beri hedefi aydınlık bir gelecek oluşturmaktı.

1959 yılında doğan Zafer Ergüney’in iş hikâyesi çağdaşları olan işadamlarına benzer şekilde başladı. Birçokları gibi o da, büyük bir sermaye ile iş dünyasına girmemişti. 1980 döneminde, Türkiye’nin karışık olduğu bir devirde fırıncı bir babanın oğlu olarak da bir sermaye birikimi olamazdı. İş dünyasına atıldığında eğitiminin, azminin, sabrının ve tecrübesinin yanı sıra en önemli sermayesi inatla ve yılmadan çok çalışmasıydı.

Daha öğrenciyken simit satarak başladığı çalışma yaşamından edindiği tecrübelerden çok faydalandı. Zafer Ergüney, Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde okumuştu. O zamanlar için eğitimli olmak, bir değil birkaç adım öne çıkmaktı. Darbeler nedeniyle gelişemeyen, hatta gerileyen Türkiye ekonomisinin darbeler sonrası ivme kazanacağını görmüştü. Belli bir süre serbest muhasebecilik yapan Sayın Ergüney, tecrübeleri doğrultusunda enerji sektörüne adım attı. Lakin gözü tüccarlıkta değil, dünya için aydınlık bir gelecek bırakmaktı.

Çalışma prensibini, darbeler sonrası ekonomik buhran yaşayan Türkiye’nin kapalı ekonomi felsefesine uydurmak zorundaydı. Yanlış karar ve seçimlere hiç yer verilmeyen, sıfır hata prensibinin geçerli olduğu bu sistemde deneme-yanılma yoluyla doğruya ulaşma şansı ve zamanı yoktu. Tek seferde doğruyu bulmak zorundaydı. Hata yapmak, kaybolmak anlamını taşıyordu. Atacağı hiçbir adımda, vereceği hiçbir karada yanlış yapma lüksü yoktu.

Seçtiği sektör enerji sektörüydü. Enerji sektörü ülkelerin birbirleriyle savaştığı dünyada rekabetin en üst düzeyde olduğu bir sektördü. Güçlü rakiplerle mücadele edecek sermayesi ve imkânı yoktu. Ellinde sadece güçlükle kurduğu bir şirket ve zor şartlarda temin etti birkaç makinesi vardı. Çalışma azmi ve tecrübesi bu noktada devreye girdi. Elindeki kısıtlı olanakta gecesini gündüzüne katarak çalıştı çünkü onun bir hayali vardı: Aydınlık bir gelecek, Aydınlık bir Türkiye.

Projelerini hayata geçirmeye başladıktan sonra sıra rekabete geldi. Bunun için de kendisine bazı hedefler çizdi. Hedeflerine ulaşmak için dürüst ve güvenilir olmak prensiplerinden asla taviz vermedi. Yaptığı işleri dönemin ötesinde bir kalite anlayışı ile yöneterek, rakiplerinin önüne geçmeyi başardı. Kardeşlerini yanına alarak güçlerini birleştirmeleriyle Erzurum’dan sıyrılarak önce tüm yurda sonrada yurt dışına açıldılar.

“Aydınlık bir gelecek” oluşturmak için başka sektörlere de atılmanın zamanı gelmişti. Gücüne güç katan kardeşleriyle birlikte bunu yapmak çok da zor olmayacaktı. ER-KAL GRUP, Zafer Ergüney’in iş hayatına başladığı elektrik dağıtım işleri yanı sıra yeşil enerji ile elektrik üretimi, inşaat ve mühendislik sektörlerinde de faaliyet göstererek sağlam kökler üzerinde yükseliyordu. Artık kapalı ekonomik felsefeye göre değil küresel ekonomik felsefeye uygun bir şekilde büyüme zamanıydı.

Görüşleri, fikirleri ve prensipleri her zaman ER-KAL GRUP ailesinin yolunu aydınlatmaya devam edecek.